Her Kurban bayramı yaşanır… “Hayvanlar öldürülüyor, bu cinayet” der birileri… Biz, yani inananlar elimizden geldiğince gerçeğin onların dediği gibi olmadığını anlattığımızda da bize “başkalarının inancına saygı gösterin” derler…
Elbette ki her inanca saygım sonsuz…
Ama inanca saygı kisvesi altında, kimse de beni “katil”olarak yaftalayamaz…
Takip edenler hatırlar… Ateist – deist ne olduğuna karar verememiş biri ile bir sohbet yapmıştım…
“Hayvanların kurban edildiği bir dine inanmam” demiş ve et yemediğinden bahsetmişti…
Ona şunu sormuştum…
“Bütün Ateist ve deistlerin et yeMEdiklerini sanmıyorsunuz umarım? “
Ateist, bir Müslüman kadar ahlaklı olabilir mi yazımda bir alıntı paylaşmıştım sizlerle…
“Her dürüst insan kendisiyle en fazla ortak değerlere hangi düşünce veya inanç sistemi ya da kişiler sahip ise onlarla yakınlık duyar ve yakınlık kurar. Aksi takdirde kendisiyle çelişir.”
Şimdi bu kişi islamı, kurban var diye kabul etmiyor… Ama şu ayrıntıyı kaçırıyor…
Bir sürü ateist ve deist et yiyor… Hatta kedi, köpet eti yiyen bile var…
İşte tam bu nokta da kendisiyle çelişiyor…
Şöyle ki;
Eğer “et yenilmesine izin veriyor” diye bir dini reddediyorsanız, buna karşılık seçtiğiniz diğer inancın “et yenilmesine izin verMEmesi” gerekir…
Ateizm ve deizm… İkisinde de et yemek” serbesttir…
O zaman et yenilmeMEsi gerektiğine inanan bu kişinin, ateist veya deist olması da mümkün değildir…
Bu kişilerin bir diğer çelişkisi de “ bazı hayvanların” öldürülmelerine hiç karşı çıkmamalarıdır…
Örneğin sivrisinekleri ilaçlayan belediyeye, “topluca sivrisinekleri katlediyorsunuz, bu bir cinayet” demezler…
Zehirlenerek öldürülen ve zehirden çırpınarak ölen” bazı hayvanları” görüp “böyle insanlık olur mu” derler, ama evlerine fare girdiğinde evin muhtemel yerlerine fare zehiri koyarlar…
Sivrisinekler ya da fare çırpınarak ölmüyor mu? Onların ki can değil mi? Peki böyle insanlık olur mu?
Bu soruyu da sormuştum o kişiye… Ve şunu demişti…
“Ama bahsettiğiniz hayvanlar insanlara zarar veriyor”
Demek ki, hayvanın öldürülmesi değil mesele…
Önemli olan “hangi hayvanın” öldürüldüğü…
İşte İnsanoğlunun, hayvanseverlik ! anlayışı… Düşündürücü olan ise bu anlayışa sahip kişilerin, kalkıp yaradanın “merhametini” sorgulaması !
Hem hayvanın ölümünü belirleyen insana yarar ve zararı diyeceksiniz,
Hem de “İnsan sağlığına” faydası bilinmesine rağmen et yemek için hayvan kesilmesine karşı çıkacaksınız !…
Hem “Ateistler ve deistlerden de et yiyenler var” denildiğinde, “bu onların kişisel tercihi” diyeceksiniz;
Hem de kişisel tercihi et yemek olan insanlar için yılın her günü hayvan kesildiğini unutup, senede bir kere “Allah rızası” için hayvan kesilmesinden rahatsızlık duyacaksınız !
Bu kişilere şunu tavsiye edebilirim…
Müslümanları yargılamadan önce lütfen kendi çelişkilerinizi çözümleyin …
Ayrıca bakınız…
Selam kardeş,
Kurban bayramlarında, genelde iki grup aşırı hassasiyet gösterir. Birinci grupta olanlar, ateistler ile inancı yok ya da az olan hayvan hakları savunucularıdır. Bazı hayvan hakları savunucuları, ateist olsalar da, kurbandan çok hayvanın kesilirken zulmederek kesilmesine itiraz ederler. İkinci grupta olan aşırı hassasiyet gösterenler ise, inançlı olup, kurban kesilirken yapılan zulme karşı itiraz etmektedirler. Bana göre ki, ben de bir inançlı biri olarak, ikinci grup ile birinci gruptakilerden bir kısmının görüşüne katılıyorum hatta Kur’andan da dayanak buluyorum.
Uzun olmasın diye sadece ayet numaralarını yazacağım Kur’anda verilen kıssalar aynı zamanda günümüzü de anlatmaktadır, başka deyişle söz konusu olayların günümüzde de karşılığı vardır. Hele Adem ilgili olanları, sadece o Ademi değil, günümüzdeki Ademleri de anlatır. Maide suresi 27 de, Ademin iki oğlu Allah’a kurban sunuyor ama birisininki kabul ediliyor diğerininki edilmiyor. Şimdi bu ne demektir? Bizler de yani Adem’in günümüzdeki oğulları da bu kurban bayramı vesilesiyle Allah’a kurban sunuyoruz buna göre kimimizinki kabul oluyor kimimizinki kabul olmuyor. İyi de ben bunu neye göre diyorum? Verdiğim ayette Ademin, kurbanı kabul olan oğlunun dediği ve Hacc suresi 37. Ayetteki Allah’ın dediğine göre söylüyorum.
Ne diyor Ademin oğlu? “Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder” Hacc 37 de ise, hayvanların etleri ve kanlarının Allah’a ulaşmayacağı ama takvamızın ona ulaşacağını söylüyor. Demek ki, kurban kesimi bir ibadet değil, kurbanı kesmeden önce, keserken ve kestikten sonra ortaya koyduğumuz takva ibadettir. Kurban takvamızı sergilemek için bir araçtır. Öyle ya, Allah’a ulaşmayan şey ibadet olmaz ki. Takvayı sakınmak olarak ele alacak olursak, Allah’ın rızasını kaybetmekten, onun hoşnutsuzluğunu kazanmaktan, asla hoşlanmadığı ve yasakladığı zulme sapmaktan sakınmamız lazım, saygısızlıktan sakınmamız lazım. Kurbanı aldın ona Allah’ın nimeti ve emaneti gözüyle baktın, güzel davrandın şefkatle yaklaştın. Keserken hayvana zulmetmekten çekindin kuralına uygun kesmeye riayet ettin ehli değilsen ehline kestirdin ki, hayvan normalden fazla acı çekmesin. Hayvanın kanını dereye, denize değil kazdığın çukura akıttın ve gömdün ki, çevre duyarlılığını rahatsız etmedin sonra Allah’ın sana rızık olarak verdiği o hayvanı yoksul olan olmayan herkese dağıttın (yardım ve hediye) ve rızık için Allah’a teşekkür ettin şükredenlerden oldun ve tüm bunları sadece Allah için yaptın. İşte bu takvanın ortaya çıkışıdır emin olun bundan ateist bile rahatsız olmaz insanların vicdanını da rencide edemeyiz “nefret ettirmeyiniz” diyor peygamber. Ama hayvanı kuraldışı kesip faha fazla acı çektirirsen, ayaklarına satırla vurursan, kanı ortalığa saçıp kamu vicdanını zedelersen, yoksulu gözetmezsen olayı et stoğu olarak görürsen ve nice şahit olduğum islama yakışmayan rezillikler…. pek takva gözükmüyor bu işte ne dersiniz? Olaya bu açıdan bakmakta fayda var, öbür adam inanmıyormuymuş? Boşver canım o da inanmasın zorlayacak halimiz yok ya ona da rahmet kapısı açık, zamanı gelince belki içeri girer diye.
Sevgiler.