Ateş üstündeki cennet…

Bundan iki sene öncesinde çok sevdiğim Buket ablamla, masmavi bir denizin kıyısına oturmuş, çaylarımızı yudumluyorduk. Burnumuzda yosun kokusuyla karışan çayın kokusu, yüzümüzde henüz batmaya başlayan güneşin kızıllığı, kulağımızda kıyıya sakince vuran taşların sesiyle huzurlu bir aleme dalmıştık…

Gördüğüm manzara o kadar güzeldi ki “Kim bilir cennet nasıldır” cümlesi ister istemez döküldü dilimden… Ablam: “düşünsene, bulunduğumuz bu yerin aşağısında, magma tabakası var… Ama Rabbimin rahmeti o kadar büyük ki, yerkabuğu gibi bir rahmetle onu kapatmış hatta rahmetinin üzerine rahmet yaratmış… Denizler, ağaçlar, ormanlar donatmış o kabuğun üzerine”

Çok etkilenmiştim… Bir an için gözümde dünyayı canlandırmaya çalıştım… İlk defa yerkabuğunun nasıl bir mucize olduğunun farkına vardım…

Öyle bir kabuk ki, ne altında yanan alevi söndürecek, ne de üzerinde yetişenleri yakacak…Hem ateşte erimeyecek;  hem de denizlerin, okyanusların sularını magmaya sızdırmayacak…hatta suyun birikmesini sağlayacak…

 Tıpkı birbirine açılan denizlerin sularının birbirine karışmaması gibi… “İki denizi salmıştır, birbirleriyle birleşiyorlar. Aralarında bir engel vardır, birbirlerinin sınırını aşmıyorlar.” ( Rahman Suresi, 19-20)

Ateşin üstüne yaratılan cennette dolaşıyoruz… Üstelik ayaklarımız yanmadan…

İbadetlerimizi yapmakta kusur ederken biz, kusursuz bir dünya da yaşatılıyoruz…

Bunca lütfuna rağmen zalimmiş gibi anlatılır yaradan… Öyle bilinir kimilerince…Özellikle çocuklara, ateşi yaratan olarak anlatılır, güneşi yaratan olarak anlatılmaz…İkisi de ısı yayar… Ancak biri rahmettir, diğeri azap…

Allah sevgisiyle ısıtılacağına, ateşlerde yanma korkusuyla soğutulur yürekler…Çocuklar büyür, yetişkin olurlar…Korkuları ibadetten lezzet almalarına imkân vermez… Allah’a dost olmak nasıldır anlayamazlar…

Kimisi o kadar çok korkar ki onu hatırlamak bile istemez…Yaradan bu kadar kötü olamaz, olmamalı der ve inançsızlığı seçer…Allah’ın,  kullarını ateşten korumak için vesileler yarattığını göremez…

Şah damarından yakın dostluğunun farkına varamaz…

Rabbinin her gün volkanları, yanardağları harekete geçirdiğini sanır…

Oysa her gün doğan güneştir…Ve bu dünyada bile rahmeti, azabının üstündedir…

“Eğer Allah’ın üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, azabınızı çarçabuk verirdi. Gerçekten Allah Rauf’dur, Rahim’dir.” (Nur, 20)

 “Allah insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir.” (Bakara, 143)

 “Muhakkak Rabbiniz Rauf’dur, Rahimdir” (Bakara, 207)

 

Bu yazı Dini Meseleler, Yazılarım kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Ateş üstündeki cennet… için 4 cevap

  1. Cagri der ki:

    Iste kafasi karisana en guzel rota

    • bugi der ki:

      Benim yüreği güzel,ALLAH için her şeyi seven hem dünya ,hem ahiret kardeşim,yazını öyle sade bir dille yazmışsın ki anlatılanları gözönüne getirebiliryorsun,seni bu çalışmandan dolayı kutluyorum.Allah senin için hem bu dünyada hem ahirette AZİZ ismi yle AZİZ kılsın.Seni çokkk seven ablan.

      • Merve der ki:

        Sen bana o örneği vermemiş olsaydın, bu yazı da ortaya çıkmayacaktı aslında… Bana güzel bakabilmeyi öğreten nadir insanlardan birisin… İyiki varsın ve hayatımdasın güzel ablacım… Ahirette, o güzel diyarlarda, beraber olalım inşallah 🙂

  2. salih der ki:

    Bu yaşadığınız olay ilginç…ahiret yurdunda insanlar cennete giderken cehennemden geçecekler..cehennemi görecekler…Hatta cehennem Allah’ın takva sahibi kullarına çabuk geç ateşimi azaltıyorsun diyecek…Ama burda şunu yakalamak lazım aslında cennet dünyada kazanılır yada kaybedilir…İşte müslüman yaşarken dünyada cehennemi görecek…Yani sıkıntılar, dertler, hastalıklar… bunlar dünyanın cehennemidir. bunlardan geçmeden cennete gidilmez. Konuyla ilgili bir ayet;

    Andolsun ki, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvâ gösterirseniz, muhakkak ki bu, (yapılacak) işlerin en değerlisidir.
    (Al-i İmran:186)
    dua ile…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.