Diyelim ki ben dini meselelere hiç meraklı biri değilim… Ancak Kur’an da çok eşlilik ile ilgili ne yazdığını merak ettim… Bu sebeple de çok eşliliğin anlatıldığı söylenen Nisa suresinin 3. ayetini ilk defa okumaya başladım…
“Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yahut yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla (evlenin). İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur..(nisa 3)”
Ayeti sonuna kadar okudum… Şaşırdım… Acaba yanlış mı anladım diye tekrar okudum…
Ayet, “Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız” diye başlıyor…
Üniversite sınavlarında paragraf soruları olur hani… Paragrafın altında “Bu paragrafın konusu nedir” diye yazılıdır…
Ben de şunu soruyorum kendime…
Konusu nedir bu ayetin?
Yetimlerin korunması mı? Çok eşlilik mi?
Bir başka soru daha geliyor aklıma…
Bu ayetten şu sonuçlar çıkar mı?
Evlendiğiniz kadın hastalanırsa, ya da çocuk doğuramazsa, nefsiniz çok eşliliği ister ise, iki üç dört kadın alın gibi…
Başa dönüp tekrar okuyorum ayeti…
Çok eşliliğe çıkan bir anlam bir türlü bulamıyorum…
Konu ilginç bir hal almaya başlıyor benim için… Acaba diyorum, ayeti bir önceki ve bir sonraki ayetlerden bağımsız düşündüm ondan mı yanlış anladım ?
Konumuza delil olan, Nisa suresini 3. Ayeti…
Bu endişemi giderebilmek ve konuyu daha net anlayabilmek için Nisa suresini baştan okumaya karar veriyorum…
“Rahman ve Rahim (olan) Allahın adıyla
1. Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adınıkullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.
2. Yetimlere mallarını verin, temizi pis olanla değişmeyin, onların mallarını kendi mallarınıza katarak (kendi malınızmış gibi) yemeyin; çünkü bu, büyük bir günahtır.
3.Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yahut yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla (evlenin). İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur..
4. Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile verin; eğer gönül hoşluğu ile o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa onu da afiyetle yeyin.
5. Allah’ın geçiminize dayanak kıldığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.
6. Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri(gözetip) deneyin, eğer onlarda akılca bir olgunlaşma görürseniz hemen mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (de geri alacaklar) diye o malları israf ile ve tez elden yemeyin. Zengin olan (veli) iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da (ihtiyaç ve emeğine) uygun olarak yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun. Hesap sorucu olarak da Allah yeter.
7. Ana-babanın ve yakınların bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır; ana-babanın ve yakınların bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. Gerek azından, gerek çoğundan belli bir hisse ayrılmıştır.
8. (Mirastan payı olmayan) yakınlar, yetimler ve yoksullar miras taksiminde hazır bulunursa bundan, onları da rızıklandırın ve onlara güzel söz söyleyin.
9. Geriye eli ermez, gücü yetmez çocuklar bıraktıkları takdirde (halleri ne olur) diye korkacak olanlar (yetimlere haksızlık etmekten) korkup titresinler; Allah’tan sakınsınlar ve doğru söz siöylesinler.
10. Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir. Nisa suresi;1-10) (Sure uzun olduğu için sadece ilk on ayeti paylaştım sizinle)
Sizinde gözlemlediğiniz gibi; ayetin konusu çok evlilik hukunu değil, yetimlerin hukukunu düzenliyor…
Ayetin indiği dönemde savaşlar yaşanıyordu…
Savaşların sonucunu anlayabilirsek ayetin ne demek istediğini de daha iyi anlayabiliriz diye düşünüyorum… Bu noktada iki örnek paylaşmak istiyorum sizlerle…
- “Massachusetts Teknoloji Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin internet sayfasına göre işgal sürecince eşlerini kaybeden 86 bin kadın Irak Hükümeti’nden mali destek alıyor. Dul kalan her kadının hükümet desteği almadığı düşünüldüğünde, eşini kaybeden kadınların daha fazla olduğu tahmin ediliyor. İşgal süresince 4.5 milyon çocuk ise yetim kaldı ve bunların 600 bin’i sokakta yaşıyor. ABD’nin Irak işgalinin insani maliyeti konusunda çalışan Brookings Enstitüsü uzmanı Elizabeth Ferris, AA muhabirine yaptığı açıklamada, savaş nedeniyle yerlerinden edilen dul Iraklı kadınların en savunmasız grup olduğunu, sosyal çevreleri ve aileleri olmadan iş bulup geçinmelerinin çok zor olduğunu ifade etti. www.habervaktim.com ”
2. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’da kadınların nüfusu erkeklerden 7.300.000 daha fazla idi ve bunların 3 milyonu da duldu. Nitekim savaş sonrasında buna bir çare bulunamadığı için birçok Alman kadın küçük menfaatler karşılığında müttefik güçlerin kötü emellerine âlet olmak zorunda kalmıştır. 1948 yılında Münih’te düzenlenen Uluslararası Gençlik Konferansı’nda, cinsiyet oranlarındaki bu dengesizliğe bir çözüm bulunamaması üzerine katılımcılardan bazılarının poligamiyi (çok evliliği) önermeleri ve bunun konferansın kapanış bildirgesine dâhil edilmesi de dikkat çekicidir.” (Şerif Muhammed, “İslam ve Diğer Geleneklerde Kadın”, Yeni Ümit Dergisi, Sayı: 55)
Savaşlar yaşanırken ve bir toplum ayakta kalma mücadelesi verirken, dul ve yetimler için ne yapılması gerekirdi ?
Soruyorum Allah aşkına…
Ne yapacaklardı…?
Bir kadın, eşinin çok eşliğine nasıl katlanır diye soruyoruz hep… Doğru…
Peki bir kadın, ikinci üçüncü eş olmaya nasıl katlanır?
Ne oluyor da kadınlar kendileri gidip erkeklere evlenme teklif edecek noktaya geliyorlar ?
Yargılamadan önce, anlamaya çalışmamız ve şunu sorgulamamız lazım…
İnsani olan hangisidir ?
Ve bu noktada Nisa suresinin 3. Ayetinin şu yorumu anlaşılır gelir bana…
“-Evet, eğer o yetimler hakkında [sosyal] adaleti yerine getiremeyeceğinizden [yani onların canlarını, mallarını, ırzlarını ve her türlü insani yaşam standartlarını koruyamayacağınızdan] korkarsanız, o zaman [halinize/ durumunuza uygun bir şekilde, önceliği onlara vermek suretiyle] sizlere helal olan o [kimsesiz, çaresiz, dul ve yetim] kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayınız [ve böylece onları kendi himayenize alınız; onları çaresizlikten, kimsesizlikten, perişanlıktan kurtarıp insanca yaşayabilecekleri bir aile ortamına kavuşturunuz]; ama eğer, [o evlendiğiniz] kadınlar arasında adaletli davranamayacağınızdan [yani evlilik hukukundan doğan haklarını tam olarak koruyup, onlara gerektiği gibi bakamayacağınızdan, insanca yaşayabilecekleri bir ortam sağlayamayacağınızdan] korkarsanız, o taktirde [hiç olmazsa onlardan] bir tek hanımla nikahlanınız/ evleniniz yahut sağ elinizin sahip olduğu [yani İslam toplumunun egemenliği altında bulunan diğer bir çaresiz kesim olan cariyelerden yani savaş esiri olarak İslam toplumunun egemenliği altında bulunan kadın esirlerden] alınız/ nikahlayınız!.. İşte bu [yöntem; hak, adalet ve insaf ölçüsünden] sapmamaya en yakın/ uygun olan yöntemdir!..”
Biz, nisa suresinin 3 ayetine “kadın” ya da “erkek” gözüyle bakıyoruz… Ayetin içinde ol-ma-yan kıskançlık , şehvet gibi konuları ayete dahil etiğimiz için ayeti anlamakta zorlanıyoruz…
Ve en önemlisi bir başka ayeti görmezden geliyoruz…
“Üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz; öyle ise birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir, günahtan sakınırsanız Allah şüphesiz çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. “ Nisa suresi 129
Şimdi…
1. “Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız,… kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın…
2. “Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla ……… evlenin. Nisa suresi 3.
3.“Üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında adil davranmaya güç yetiremezsiniz… Nisa suresi 129
Kur’an-ı Kerim akıl sahipleri için bir öğüttür biliyorsunuz…
Şimdi “akıl sahiplerine” sormak isterim…
Çok eşlilik ile ilgili ayetin yetimlerin haklarının korunması konusunda olduğunu düşünürsek, Allah’ın adalete verdiği önemi kavrayan birinin nasıl davranması, nasıl bir sonuç çıkartması gerekir ?
Bir de şu konu var…
Ateistler ve deistler ne iddia ediyorlardı…
Kur’an-ı Kerim bayanlara hak tanımıyor… Kur’an da erkek bakış açısı hakim…
Oysa erkek bakış açısı hakim olsa idi, ayetlerin şöyle olması beklenirdi…
-Evlilik, insanın doğasına aykırıdır…
-Tek eşlilik, erkeğin doğasına aykırıdır…
– Çok sevgililik güzeldir…
Kadınlar hangi toplumda yaşarlarsa yaşasınlar, kendilerini güvende hissetmeyi, evlenip yuva kurmayı isterler… Evliliğe yanaşmayan, sorumluluk almak istemeyen taraf erkektir…
Erkekler “bitti” dediğinde kolayca çekip gidebileceği bir ilişki yaşamak isterler… Böyle bir ilişki kadın için ilk başta sorun teşkil etmese de, kadının yaşı ilerledikçe (güzelliğini kaybetme korkusu) ve çocuk özlemi arttıkça ilişki çekilmez bir hal alır…
Bu noktada önemli bir diğer nokta şu…
Resmi nikah olmadan, kadın hukuki hak iddia edemiyor… (Örneğin çocuğun velayeti, nafaka, hak ve borçlar, mülkiyet ilişkileri, miras sorunları gibi …)
O zaman İslamiyet kadına hak tanımıyor diye İslama saldıran ateist ve deistlerin, resmi nikah yapılmadan kadın ve erkeğin birlikte yaşaması fikrine karşı olması beklenir…
Ancak forumlardan da görüyoruz ki bunu “modern” lik olarak yorumluyorlar…
Kadının en doğal haklarını alamadığı, hukuken tanınmadığı bir düşünce modern olabilir mi?
Kadına değer verdiği düşünülebilir mi ?
Sonuç olarak ayetleri inkar edenler; karşımıza ahlaklı, adaletli, mantıklı bir anlayış getiremiyor…
“Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir.” Araf 189…
Kur’anı kerim açısından bakarsak kadın “eş” dir… Huzurun tamamlayıcı tarafıdır…
Ayetleri yok sayan bakış açısından bakarsak kadın, “gönül eğlencesi” dir…
Kur’an-ı Kerim, kadına değer verir…
Erkeğe şunu emreder…
Bir kadınla birlikte olmak istiyorsan, sorumluluk alacaksın…
Evleneceksin, evlendiğini topluma duyuracaksın, mehir vereceksin, eşinin geçimini sağlayacaksın, adaletli davranacaksın, güzellikle geçineceksin, koruyup kollayacaksın, çocuğun doğduğunda ona babalık yapacaksın, mirasından pay vereceksin…
Eğer evlenirde bunları yapmaz isen, vebalini ödersin…
Sorumluluk almak istemiyorum, evlenmeyi düşünmüyorum mu diyorsun ?
O zaman kimsenin günahına girmeyeceksin… Sabredeceksin…
Şimdi söyleyin bakalım…
Erkek bakış açısı mı hakimmiş Kur’an-ı Kerim de ?
Ne kadar güzel açıklamışsınız. Tebrik ediyorum Allah tüm gayretlerinizi mükafaatlandırsın..
merve hanım öncelikle allah çalışmalarınızı daim eylesin..
yazdıklarınızı okudum gerçekten mantıklı.fakat okuduktan sonra aklıma düşen bi soruyu paylaşmak isterim.konu hakkında bilgilendirirseniz çok sevinirim..
sorum şu ; konuyla ilgili açıklamalarınız peygamber efendimiz sav. ve sahabe efendilerimizinin evlilikleriylede örtüşüyormu ? yani bu eşler sadece kimsesiz,dul,çaresiz ve yetimlermiydi ??
Güzel duanız için teşekkür ederim… Allah razı olsun…
Efendimizin hayatı ile örtüştüğünü bu linkten https://www.mervece.com/ahzab-50-ve-peygamberimizin-cok-esliligi/ okumanızı rica edeceğim… Müminlerin örnek alması gereken efendimizdir…
“Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” Ahzab 21…
Sahabeler elbetteki çok kıymetlidir… Lakin sahabe demek “hiç hata yapmayan” kişiler demek değildir… Bu konuda da bu linki https://www.mervece.com/1400-yildir-anlasilmadi-dasimdi-mi-anlasiliyor/ okumanızı rica edeceğim…
Saygılarımla…
evet, heralde ancak bu kadar güzel acıklanabilirdi..Merve hanım, Allah sizden razı olsun..
Ben hiç bu açıdan düşünmemiştim…
Yazdığınız yazılar çok güzel ve çok yararlı. İnternette her zaman bu ayetler erkek bakış açısıyla anlatıldığı için düzgün bir sonuca varılamadığını görüyordum ve dinimde kadınlara böyle bir haksızlık yapılmayacağını bildiğimden kafama çok takılıyordu bu konu. Fakat sizin yazdıklarınızı okuyunca aydınlandım ve dünyadaki gayrimüslimler olsun, müslümanlar olsun bu ayeti ne kadar yanlış anladığını fark ettim. Allah sizden razı olsun. Yazılarınızı bundan sonra takip edeceğim.