Engeliler ile ilgili konu zamanında benimde çok kafamı karıştırmıştı. Rabbim merhametli. Neden eli, kolu, gözü ya da kulağı olmayan insanlar yaratıyor?
Sağlıklı insanlara ibret olsun diye mi?
Anne veya babasının veya yedi ceddinden birinin günahının ceremesi mi?
İmtihanları mı?
İmtihan ise neden sağlıklı insanlarla eşit şartlarda başlamıyorlar sınava?
Ayakları olmayan birine : “Belki ayakların olsaydı günah olan yerlere gidecektin, Allah bu sayede seni engelledi” gibi iyi niyetli bir açıklama getirebilirsiniz. Peki bu cevaba karşılık o :“ Belki engelli yaratmasaydı da gitmeyecektim” demez miydi?
Ki bu konuyla ilgili forumları dolaşırsanız dediklerini de göreceksiniz.
Diyelim ki Cehenneme gitmesini engellemek için ayakları yok. Bu durumda diğer insanlardan daha farklı bir muamele görmüş, özel bir konumda olmuyor mu engelli?
Bu mantıklı değil.
Ayrıca Rabbimin adaletine de ters.
Peki bir günahın ceremesi olabilir mi engelli doğmak?
En vahim iddia… Aileden birinin yaptığı bir hatanın bedelini suçsuz bir çocuk neden ödesin?
Bu da Allah’ın adaletine ters.
Siz, “Senin de imtihanın bu “ dediğinizde bu kişi imtihan sahibine “niye ben” diye sormaz mı?
Bu yazıyı hazırlarken bir tevafukla “Monte Kristo Kontu” filmine denk geldim. Filmde suçsuz olmasına rağmen hapse atılan kişi, kızgınlığını Tanrıyı ret ederek dışa vuruyordu. Filmde enteresan ve güzel bir sahne vardı.
Tanrıyı reddettiğini söyleyen Monte Kristo Kontu’na, rahip şu soruyu sordu:
“Peki yerine ne koydun? “
Çok can alıcı bir cümle…
Konumuza dönersek, “Niye ben” sorusuna cevap bulamayan ve Allah’ı inkar eden bir engelli,
Allah’ın yerine neyi koyacak?
Sonuçta bu dünyanın nasıl meydana geldiği ile alakalı ateistlerin tek bir teorisi var. O da evrim.
İstisnasız her patlamanın sonucu kaos olurken, Bıgbang (büyük patlama) sonucu kaos değil de nasıl oluyorsa muhteşem bir dünya oluyor. Ve evrimlerle gelişiyor.
Peki evrimde kural neydi? Mükemmelliğe nasıl ulaşılıyordu?
“Doğal seleksiyon” “ Doğal ayıklama” ya da “ Doğal seçilim” yani dış ortama uyum sağlamakta sorunlar yaşayan bireyler ve genler, organizma popülasyonundan tasfiye ediliyor…
Bir engelli ateist oldu, evrime inandı… Peki evrim engelliyi nasıl tanımlıyor? Hatalı olarak… Evrime inanan bazı yönetimlerin, gelecek nesillerin sağlıklı genlere sahip olması adına engellileri öldürdükleri tarihi bir gerçektir.
Aslında ne kadar inkar etse de ateist bir engelli de bal gibi biliyor kendini yaratanın Allah olduğunu.
Ama tıpkı , caminin önüne bırakılan çocuğun büyüdüğünde içindeki öfkeyle” Benim annem yok” demesi gibi bir şey onunki de…”Niye ben” sorusunun cevabını yaratanına soruyor ama cevabı bulamadıkça isyan ediyor.
Oysa Allah’a , “Niye ben” sorusuna sadece engelliler sormuyor.
Bir gerçek var ki o da hayat herkes için çok zor.
Bu zor şartlar karşısında “keşke yaratılmasaydık” gibi bir umutsuzluğa düşmek ise, “Hiç yaratılmamış olmanın nasıl olduğunu, yani hiçliği bilmediğimizden” mantıklı bir kıyaslama değil.
Sonuç olarak engelliler, eksik değil.
Sorun bizim toplumsal algımızda…
Düşünmeden yaptığımız kaldırımlar, karşıdan karşıya geçerken ellerinden tutmayan ellerimiz, onlardan birini gördüğümüzde yüksek sesli dillendirdiğimiz ahlar vahlar yazıklar, yanımızdakine el ile ya da göz işaretiyle göstermeler, iş vermememiz, ne gelin olmaya, ne damat olmaya layık göremememiz, hayatımıza katamamamız hayatlarını zor kılan.
Sonunda Allah’a isyana dönüşüyorsa yaşamları, bunda bizim payımız var.
Yarın ne olacağımızın garantisi yokken yapıyoruz hem de bunları.
Bir alimin dediği gibi elma kurdu için yemek bulmak ne kadar kolaysa, bir aslan içinde o kadar zordur.
Elbet “elma kurdunu” gözeten Allah, engelli kardeşimi de gözetecektir. Bütün müminleri gözettiği gibi.
“Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır.
Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.” inşirah suresi, 5-6
Engeli ya da engelsiz fark etmez, dünyayı tek yaşam şansımız gibi düşündüğümüz anda, dünyanın dertlerini çok fazla önemser ve hayatı kendimize dayanılmaz kılarız.
Oysa dünya hayatı hepimiz için bir “imtihan” yeri .
Asıl hayat ise ahiret hayatı.
Kısacası , başlıkta ki soruya cevabın nedir derseniz,
Cevap yine Monte Kristo Kontu filminden olsun.
Ben tanrıya inanmıyorum dediğinde rahibin verdiği cevap mükemmel.
“Ama O sana inanıyor”
Allah, engellileri “engelli ol-ma-dıkları” için yaratıyor.
Asıl engelli olanlar ; peygamberlerin çağrısını duymayan, görmeyen, söylemeyen , aklını kullanmayan, Allah’ın yolundan gitmeyenlerdir.
(Sana karşı çıkanlar) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur. Hac suresi ;46
“O Rahman’ın kulları, kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman onlara kör ve sağır kesilmezler.”Furkân, 73
Engelli iki insan düşünün.
Biri Allah’a inanmıyor, hayat onun için anlamsız.
Diğeri ise Allah’a inanıyor, umutlu…
Hayatlarını farklı kılan tek şey inançları. Kimine göre doğrudur kimine göre yanlıştır. İkisine de saygım sonsuz…
Ama “bana göre” video daki izleyeceğiniz engelli kardeşim Fatma aşağıdaki ayetin doğruluğunun açık ifadesidir.
“Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur“.( Rad suresi; 26)
Bu konuyla bağlantısı olduğunu düşündüğüm https://www.mervece.com/?p=104 yazımı okumanızı da tavsiye ederim.
http://www.youtube.com/watch?v=5hgeijdIQiA
Engel sadece vücutlarda değil ,eli ayağı sağlam olup ruhsal olarak ne acılar çeken insanlar var,bence herkes eşit sonuçta acı ruhta hissedilir vücutta değil
selamun aleykum merve kardesim
konu taramasi yaparken sayfani buldum ve yazini okudum,ne guzel yorumlar yapmissin
yuregine saglik,
selam ve dualarimla
aleyküm selam hatice kardeşim…
Bilmukabele…
Bir engelli olarak yazınızı fena bulmadığımı belirtmek isterim fakat farklı düşünüyoruz sınavlar farklı farklıdır ve ALLAH kuluna kaldıramayacağı yükü yüklemez evet engellilik durumu biraz zor bir imtihan ve evet engellilik durumunu daha da zorlaştıran toplum … Ayrıca “Müslümâna, vücûduna batacak bir dikene varıncaya kadar yorgunluk, hastalık, gelecekten kederlenme, geçmişten hüzünlenme, başkalarından gelen eza ve iç sıkıntısı isabet ederse, Allah muhakkak bu musibetleri sebebiyle o Müslümânın günahlarından bir kısmını keffâretleyip örter.” hadisi şerifi de mevcut yani evet zor bir imtihanda olsa evet günahlara kefaret olur yani Hz. Muhammed (s.a.v.) böyle söylemiş bizim için bu geçerlidir … Ayrıca engellilerin engelli olması ALLAH’u Teala yı tövbe haşa adaletsiz yapmaz kaldırabileceği kadar yük yüklemiş olur yani sınavın farklılığı dereceyi değiştirmez ama günahlara kefaret olur diye düşünüyorum yanlışsam ALLAH affetsin … ayrıca ateist olan engellilere gelince kesinlikle yazınızdaki
“Düşünmeden yaptığımız kaldırımlar, karşıdan karşıya geçerken ellerinden tutmayan ellerimiz, onlardan birini gördüğümüzde yüksek sesli dillendirdiğimiz ahlar vahlar yazıklar, yanımızdakine el ile yada göz işaretiyle göstermeler, iş vermememiz, ne gelin olmaya, ne damat olmaya layık göremememiz, hayatımıza katamamamız hayatlarını zor kılan…” bu paragrafın etkileri olabilir insan eğer sınavındaki küçük bir noktayı bile büyütmek ister şeytan ve nefsin yardımıyla nokta büyür kocaman geçilmez hale gelir fakat bunun ALLAH’tan geldiğini ve günahlarına kefaret olacağını bilir ve toplumda kişiye engel durumuna göre değil insanlığına göre davranmayı tercih ederse kişi bu sınavı rahatlıkla verebilir ama burada engelli kadar toplumun da kendini sorumlu tutması gerekiyor ve ben biliyorum ki engelli olarak ve çevremdeki engellilere de dayanarak açıkcası hala umudumuz yitirmedik insanlardan bakalım ALLAH cümlemizi islah etsin…