Yazımın başlığı kızdırmasın sizi… Nebe suresinin 33. ayetiyle ilgili mealleri okuyunca böyle bir soru ister istemez geliyor akıllara…
Ne yazık ki bazı hocaları “peygambermiş “ gibi hatasızlaştıran bir geleneğimiz var…
Geçmişin değerli alimleri, ayeti ne şekilde yorumlamışsa, geriden gelenler geleneği bozmamak adına farklı bir yorum yapmakta zorlanıyorlar…
Doğal olarak da “bu hoca söylüyorsa kesin doğrudur” deyip, o hoca ayeti nasıl yorumlamışsa sonra ki meallerde aynı oluyor…
Bakıyorsunuz bir hoca çıkmış tv de açıklama yapıyor, “ mealimi, iki ayda hazırladım”… nasıl yani?
İki ay!
“Arapça bir Kur’an ı çeviri yaptım”, “yazılmış mealleri inceledim aklıma uygun şekilde özetledim” dese, belki bu süreyi anlarım…
Ama koskoca Kur’an ı Kerimin (sırf bir ayetini bile anlamak için gerektiğinde koca koca kitapların yutulması gerekir) iki ayda mealini hazırladım dersen komik olursun…
Onun için size tavsiyem, bir ayete kafanız takıldıysa lütfen o ayet hakkında yapılan bütün mealleri araştırın…
gelelim konumuza…
Nebe suresi 33. ayete takılıp, inançsızlığı seçen o kadar çok insan var ki…
Şimdi sizinle çok enteresan bir şey paylaşacağım… Bu sayede ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız…
Ayeti oluşturan Arapça kelimeler ve bu kelimelerin Arapça anlamı karşılarında yazılı…
Nebe 33- “ Ve kevâıbe etrâbâ(etrâben).”
1. | ve kevâıbe | : ve genç, göz alıcı, şahane endamlı |
2. | etrâben | : aynı yaşta, yaşıt |
Kelimelerin anlamına bakarmısınız lütfen, bayanların göğüsleriyle ilgili bir tanımlama var mı?
Sonrasında bazı Kur’an-ı Kerim meali yapan kişilerin adları ve karşılarında bu ayete nasıl anlam verdikleri yazılı… Sonuç çok şaşırtıcı…
İmam İskender Ali Mihr | : | Ve aynı yaşta, şahane endamlı genç kızlar. |
Diyanet İşleri | : | (31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar. |
Adem Uğur | : | Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, |
Ahmed Hulusi | : | Yaşıt muhteşem eşler! (Cinsiyet kavramı olmayan şuur yapının hakikatinden gelen Esmâ özelliklerini açığa çıkaracağı muhteşem kapasiteli o boyutun özelliğiyle oluşmuş bedenler. Dişi – erkek ayrımsız! Allâhu âlem. A. H. ) |
Ahmet Tekin | : | Göğüsleri irileşmiş, genç kızlık çağında, yaşıt dilberler var. |
Ahmet Varol | : | Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar. |
Ali Bulaç | : | Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar. |
Ali Fikri Yavuz | : | Aynı yaşta tomurcuk sîneliler, |
Bekir Sadak | : | (31-34) Dogrusu, Allah’a karsi gelmekten sakinanlara kurtulus, bahceler, baglar, yasitlar ve dolu kadehler vardir. |
Celal Yıldırım | : | (Allah’tan derin bir saygı ile) korkup (fenalıklardan) sakınanlara kurtuluş, başarıya erişme, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni kabarmış yaşıtlar; dolu dolu kadehler vardır. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (31-34) Doğrusu, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır. |
Diyanet Vakfi | : | (31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır. |
Edip Yüksel | : | Genç ve yaşıt eşler… |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Ve turunç sîneli yaşıtlar var |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Turunç göğüslü yaşıt (kızlar) var. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş – 2) | : | Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var. |
Fizilal-il Kuran | : | Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ve |
Gültekin Onan | : | Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar. |
Hasan Basri Çantay | : | memeleri tomurcuklanmış bir yaşıt kızlar, |
Hayrat Neşriyat | : | (31-34) Şübhesiz ki takvâ sâhibleri için (büyük) bir kurtuluş, bahçeler ve üzüm bağları, göğüsleri tomurcuklanmış aynı yaşta kızlar ve dolu kadehler vardır! |
İbni Kesir | : | Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar. |
Muhammed Esed | : | müthiş uyumlu harika eşler, |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Ve nar memeli, hep bir yaşta (cariyeler vardır). |
Ömer Öngüt | : | Göğüsleri tomurcuklanmış ve hepsi bir yaşta nâzeninler vardır. |
Şaban Piriş | : | Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.. |
Suat Yıldırım | : | (32-34) Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var. |
Süleyman Ateş | : | Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar. |
Tefhim-ul Kuran | : | Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar. |
Ümit Şimşek | : | Turunç göğüslü yaşıt güzeller, |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar, |
http://www.kuranmeali.org/78/nebe_suresi/33.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
Kelimelerin Arapça karşılığını görüyorsunuz değil mi?
Sonra bir de ayetin yorumlarına bakın…. Tomurcuklar, turunçlar, nar lar…
Sizin de ilginizi çekmesi açısından bazı yorumları özellikle koyu renk yaptım… Sizce kelimelerin anlamlarına bakarak, çıkartılan yorumlardan hangisi daha aklı yatkın? Bence koyu renk olanlar…
İnsanın aklına ister istemez de geliyor, bu tefsiri yazanlardan biri “kadın” olsaydı bu ayeti nasıl yorumlardı diye…
Bu arada dikkat ettinizmi bilmiyorum ama, hiç “kadın” meal yazarı yok…
Hz Aişe validemiz, dini bir çok bilginin bugüne ulaşmasına sebep olmuştur… Hatta Cemel Vakasında savaşın komutanı rolündedir…
Ama nedense ondan sonra gelen “Muhafazakar Müslümanlar” kadınları ötelemiştir…
Neyse…
Araştırırken nebe suresi 33. ayetle ilgili farklı bir yorum daha buldum… Bu yorum da bana çok etkileyici geldi…
Sitede bahsedilen yorumu anlayabilmeniz için öncelikle diyanetin mealinden nebe suresi 33. ayetten bir önceki ve bir sonraki ayete bakalım… Cennet anlatılıyor…
32. Bahçeler,bağlar,
33. Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,
34. Ve içki dolu kâse(ler) .
Sitenin bu ayetleri baz alarak yaptığı yorum aşağıda…
“ Görüldüğü üzere bir önceki ayet olan 32’de bahçeler, üzüm asmaları geçiyor. 33’teki kevâib işte o asmalarla ilgili. Kevâib, çoğuldur; üzüm daneleri demek. Tekil hali olan ka’be ise “dane”dir.
Ka’betü e’nab: üzüm danesi
“Ka’be”nin üzüm danesi anlamına geldiğini anadili Arapça olan herkes bilir. Çoğulu “kevâib”dir; üzüm daneleri anlamına gelir. Ka’be kelimesinin başka bir çoğulu olan unkûd ise salkım demek.
Sonra, şuna dikkat edelim: 33’te kız ya da huri anlamına gelen hiçbir isim yok; yaşıt diye algılanan atraban ise sıfattır; ayette bulunmayan “kız”ı değil ayette bulunan “kevâib”i tanımlar.
Açıkça görülüyor ki 31, 32 ve 33 ncü ayetler arasında mantıki bir anlatım ve anlam örgüsü var:
31-Bahçelerde asmalar var
32-asmalardan devşirilen dane dane üzümler ki her biri ötekine denktir
33-ve üzümlerden yapılıp dolu dolu kadehlerde sunulan içecekler
Bu üç ayetin üçü de bahçeleri, meyvaları ve içecekleri anlatıyor. Son derece uyumlu bir bütünlük içinde. Araya sokuşturulan yaşıt (kızlar) ise bahçelerin, asmaların ve içki kadehlerinin uyumunu ve bütünlüğünü bozar.
Atraban kelimesine gelince, nedense hep yaşıt diye algılanmış bu kelime. Oysa “denk” anlamına da gelir. Ki bu ayetlerde meyvaların biribirine denk olduğu vurgulanıyor. Örneğin her bir üzüm danesi ötekilere renk, boyut ve tad bakımından denk olup biri ötekine oranla biraz çelimsiz, tadsız, çürük değildir. ”
http://www.teblig.net/index.php?topic=1100.0;wap2
…………….
Yorum farklarını görüyorsunuz…
İyiki Kur’an ı Kerim arapça… İnsanı her devir araştırmaya, düşünmeye sevk ediyor…
Araştırdıkça insanı daha çok kendine bağlıyor…
Yazdıklarımdan bazı hocalara kızdığım sonucu çıkmasın… Elbetteki kendilerine göre yorumlarının bir dayanakları vardır…
Ancak hurileri kadın olarak tanımlayan mealler doğru kabul edildiğinde, bazı sorular akla takılıyor…
Cennette” kadınlara” verilecek “eş” yok mu?
Kuran-ı Kerimde mümin erkekler, mümin kadınlar diyerek Müslümanlara hitap eden yaratan, söz konusu “cennet eşleri “ olunca niye sadece erkeklere hitap etmiş olsun ki?
Ayrıca HURİ kavramı Arap dilinde sadece DİŞİ”yi ifade etmez… Huri denildiği zaman hem dişi hem erkek anlaşılır…
Hurinin Arapça anlamı; pak, temiz, temiz bakış demektir… Bir” özelliği” belirtme anlamındadır… Cinsiyet belirtmez…
Dediğim gibi; Kuran-ı kerim de bir ayeti okuduğunuzda, ayeti aklınızda mantıklı bir yere konumlandıramıyorsanız, “doğru meali” okumuyorsunuz demektir…
Daha önce de belirtmiştim, yeri geldiği için tekrar söylüyorum…
Kur’an da çelişki yoktur… Çelişki, yapılan “yorumlar” dadır…
Hangi yoruma inanacağınızsa sizin takdirinizdir…
Ama en doğrusu nedir derseniz,
Herşeyin en doğrusunu Allah bilir…
Ayrıca bakınız…
http://www.canertaslaman.com/2014/01/cennette-cinsellik-ve-huri-meselesi/
BURADAKİ NEBE SURESİ 33.AYETE BAKTIĞIMIZDA SORULMASI GEREKEN SORULAR ŞÖYLE OLMALIYDI;
1. KUR’AN-I KERİM SADECE ERKEK EGEMEN TOPLUMUNA MI HİTAP EDİYOR?
2. O DÖNEMDEKİ ARAP ERKEKLERİNE Mİ HİTAP EDİYOR?
3. ETMİYORSA; ZİRA BAYANLARA NE VAAD EDİYOR?
4. BAYANLARA BİR ŞEY VAAD ETMİYORSA KUR’AN-I KERİM’İN EVRENSEL OLMASI MÜMKÜN MÜ?
5. BAYANLARIN HESABA KATILMAMASININ, BUGÜNKÜ ARAP TOPLUMLARINDAKİ KADININ YERİNİN VE YAŞAYIŞ TARZININ BELİRLENMESİNDE, KURAN MI YOKSA ARAP KÜLTÜRÜ MÜ ETKİLİ OLMUŞTUR?
6.TURUNÇ VEYA TOMURCUK OLMASI ÇOK ÖNEMLİ DEĞİL?BURADA BİR CAZİBE ÖN PLANA ÇIKARILMAKTADIR.
YUKARIDAKİ SORULARIN CEVABI VAR MIDIR?
merhaba cumhur bey,
Sizin sorularınız cevabı bende değil… Çünkü siz nebe suresi 33 ayetin, hurilerin göğüslerindn bahsettiğinden emin bir şekilde yazmışsınız sorularınızı… bense yazımda böyle bir şeyin olmadığına inandığımı söyledim…
ve bunu kendi kafama göre değil, koyu renkle belirttiğim islam alimlerine ve arapça kelimelerin anlamlarına dayandırdım…
kadına da erkeğe de verilecek olan, birbiriyle uyumlu eşlerdir..
Kur’an ı Kerim böyle bir ayrım yapmaz… böyle bir ayrım, emevi dönemiyle islam tarihine karışmıştır ne yazık ki…
Peygamber efendimiz as döneminde, cuma ve bayram namazlarını kadınlarda kılarken, sonradan bayanlar ibadetten, camilerden bile uzaklaştırılmıştır..
Peygamber efendimiz as , öldükten sonra hz aişe validemiz savaşta liderlik edecek kadar güçlü iken, sonradan bayanların çalışma hayatına katılmayıp evde oturmaları islamla bağdaştırılmıştır… oysa peygamber efendimiz as seyahetlerinde eşlerinden birini mutlaka yanında götürmüştür… bu bile islamiyetin kadına verdiği değeri gösterir… bu günün sözde müslümanları gibi, ne işin var senin benimle iş seyahatinde den-me-miştir…
kız çocukları okumaz denmiz evlere hapsedilmiş…
oysa peygamberimiz as bedir savaşından sonra, 10 müslümana (kadın erkek ayırt etmeden ) okuma yazma öğreten esirleri serbest bırakmıştır…
daha bir çok şey var… ama bu konuda bir yazı hazırlıyorum… Okuduklarınız sizi şaırtacak… şimdiden bunu söyleyebilirim…
nerden okuyacağız yazını ,kesinlkle doğru yazılarıız..
Aslında bu konuları bir çok yazımın içiresinde ele aldım…Ben sizinle iki link paylaşacağım ama kategoriler kısmında ateistlere cevap kısmında bu konuda yazılarımı okuyabilirsiniz…
https://www.mervece.com/kadinlar-dayak-yememek-icin-evde-oturmali/
https://www.mervece.com/1400-yildir-anlasilmadi-dasimdi-mi-anlasiliyor/
İlginiz için teşekkü ederim…
saygılarımla…
Merve, bilgiler icin tesekkurler. Ben de Kuran’in genel mesajina ters bir meal gordugum zaman Allah’in kelamini degil de meali sorgulamaya basliyorum. Senin yazilarini da Nebe: 33 kafama takilinca buldum zaten. Arastirmaya, Kuran’in yeni yeni mucizelerini kesfetmeye devam….Saygilarimla…
Ayetlerde üzüm ve içki dolu kadehlerden bahsedilmiş.İster istemez bu içkinin şarap olup olmadığı aklıma takıldı. Neden dünyada haram olan bir şey cennette varolsun?
sorunuzun cevabı Saffat suresi 47. ayetdir…
Lâ fîhâ gavlun ve lâ hum anhâ yunzefûn(yunzefûne).
1. lâ : yok
2. fîhâ : onun içinde
3. gavlun : aklı bozan, aklı gideren
4. ve lâ hum : ve onlar olmaz
5. an-hâ : ondan
6. yunzefûne : sarhoş olurlar
O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar… saffat 47… Ayetin anlamı çok açık… orada bulunan içeceklerin sarhoşluk verici etkisi olmayacak…
Saygılarımla..
Dünya hayatında yasaklanan içki sarhoş edici olup bu içki ile cennet hayatında vadedilen içki mahiyetleri farklıdır. Bu dünya sınav yeri olup, sınav sahibi tarafından sınav şartları konulmuştur. Şartlara uyan kazanır. Sınav şartları yargılayan ise zamanı boşa geçirdiğini sınav bitiş zili ile anlar. Biz uyanlardan olalım..
İçki zaten içilen bir şey anlamındadır, içecek gibi…
Kurandaki mantığına ters gelen ayetler ilerde silinebilirde!Kuranıkerim çevirilerini zamane zihniyetine göre hangi çevirmen mantıklı yazmışsa onu baz alın ,tavsiyesi banada mantıklı göründü ama! Günümüzde çok tenkit alan ayetleri (eskiden ortaçağda) çevirmenler nasıl yorumlamış ben onu baz alırım. Tepkileri azaltmak için zoraki yorumlamaların bir samimiyeti yok…
Tarihi bilmemeniz ne acı… “İmamlar ve sultanlar” Mustafa İslamoğlunun kitabı… Lütfen okuyun.. Sonrasında da atalarımız! veya eskiler diye düşündüğümüz şuan ki kaynakların ne derece sağlıklı olduğu konusunda ciddi fikir sahibi olacaksınız…
Zoraki yorumlar günnümüzde değil, muaviye dönemiyle başladı… zaten sıkıntı burada… hiç kimse geçmiş ya da eski bilgiler dediği şeylerin doğruluğunu araştırmıyor… Kur’an ın ayetlerini değiştiremedikleri için,kalplerinde eğrilik olanlar, rivayetlere ve kelimelere saçma sapan anlamlar vererek insanları aldatma yoluna gitmişler…
Kur’an da “akıl edip düşünmezler mi”, diye boşuna buyurmuyor Rabbim…
Bak bakalım geçmişe Kuranın bir harfi bile değiştirilebildimi…, Geçmişteki çevirileri boşver sen sana kalem’i ekmek diye anlatanlara itimatım tamdır diyorsan önce kendinle yüzleş sonra kelimeleri doğru yerine koyarak doğru olanı kabullen…
bu önemli konuyu aydınlattığınız için çok sağolun
Bir kadın olarak sizi çok takdir ettim. Başarılar, sevgiler..
Cengizhan bey ve Nil hanım, içten yorumlarınız için çok teşekkür ederim…
Saygı duydum ve çok takdir ettim.. kendi adıma teşekkür ederim.
Değerli katkınız için ben teşekkür ederim.
”Nebe suresi 33. ayete takılıp, inançsızlığı seçen o kadar çok insan var ki” demekle çok haklısınız Allah sizden razı olsun günlerdir aklımdan çıkmıyordu bu ayet çok şükür mantıklı cevabı buldum az daha bende o insanlardan biri olacaktım 🙂
Hamza bey;Benim de, hayır duasına çok ihtiyacım vardı… Yorumunuz ilaç gibi geldi inanın… Allah, sizden de razı olsun inşallah…
Allah sizden razı olsun. Yazdıklarınızdan çok yararlandım. Sormak istediğim bazı konulara açıklık getirdiniz. Sağolun.
Değerli Handan hanım… Rabbim cümlemizden razı olsun inşallah…Sevgilerimle…
yani,bence de kuranın esaslı bir incelenmesine ihtiyaç var bunu ana dili arapça olan ve o dönem arapçası konusunda uzmanlaşmış arap dili uzmanı da birlikte tüm alimler birleşsin bu nedir ya,bi tek kişinin mealiyle insanları şaşırtmanın alemi yok,kuranı çok çok araştırılmaya muhtacız ve çok çok düşünmeye
inanın bu yorumunuz abı hayat gibi geldi bana. Allah razı olsun. bir kadınsınız ve bu ayetleri nice erkek olan alimlerden çok daha mantıklı bir şekilde izah etmişsiniz. demekki aslında kuranı kadınların yorumlamaları daha sağlıklı olacakmış bence. bir erkek olarak bunu tüm samimiyetimle söylüyorum.
Ahmet bey; Kur’an ı, kadın-erkek hep birlikte yorumlamalıyız aslında…”İnsanlığa” inan bir kitap olduğu, ne yazık ki bazı alimler tarafından hep unutulmuş…Yanlış anlamaların temelinde, Emevi dönemiyle başlayan uygulamaların, islamın aslı gibi sunulması yatıyor… Kur’an ı geçmişten gelen önyargılarla okuyoruz ne yazık ki…
Yoksa peygamber efendimiz as döneminde bayanlar, dinin yayılması ve anlaşılması için her alanda mücadele etmişlerdir…
İçten yorumunuz için çok teşekkür ederim… Rabbim, cümlemizden razı olsun inşallah…
yani bu nebe surasinin tam arapça karşılığını başka yerlerde inceledim ve böyle bi tam karşılık yok,turunç göğüsler filanda yok,endamlı veya geniş göğüslü belki ama turunç nerden çıkıyor,kuran hakkında daha derin incelemelere ihtiyaç var,meallar yüzeysel geldi
Öncelikle Allah sizden razı olsun Merve Hanım.
Sonrasında ise tefsirlerde yapılan bu hayasızlığa karşı tepki gösterebilen erkek kardeşlerimden de Allah’ım razı olsun. Bazılarının gözleri öylesine dönmüş ki ağzımızı açıp şu yazdıklarınızı söyleyecek olsak bizlere dinden çıkmış muamelesi yappıyorlar. (Allah islah etsin.) İnanınız ki sırf bu ahlaka ters olan tefsirler nedeniyle İslam dininden “nefret eden” yalnış duymadınız NEFRET EDEN , nice kardeşlerimi tanıyorum.bizlerin en kısa sürede kendimizi geliştirmemiz ve bu erkek egemen tefsir anlayışına karşı hanım kardeşlerimizi bilinçlendirmemiz gerekli.Allah hepinizden tekrar tekrar razı olsun.
Eşime nebe suresinin bu ayetini okurken ne kadar zorlandığımı bilemezsiniz. İnsanlar Kuran-ı Kerimi kafalarına göre yorumluyorlar ki artık El aman El aman dememek için zor tuttum. Allah bu Din Alimi diye geçinen insan takımını ıslah etsin. Ellerine sağlık kardeşim.
“Eşime nebe suresinin bu ayetini okurken ” demişsiniz… Maşallah, barekallah… Eşlerin birbirlerine ayet okumaları ne güzel… İnşallah sizin bu yorumunuz bu siteyi ziyaret eden kardeşlerime fikir verir… Evlerde hiç olmazsa haftanın bir akşamı, çocuklarla beraber, ayetler okunur…
Seneler önce Vehbi vakkasoğlu’nun bir sohbetine katılmıştım… Vehbi bey, “Anne-babalar evlatlarının isyankarlıklarından dert yanıyorlar, benden tavsiye istiyorlar, onlara diyorum ki kendinize evlat değil, Allah’a kul yetiştirin”
Rabbim, inşallah yuvanızın huzurunu hiç eksiltmesin Saddettin bey … Selam ve dua ile…
sayın Merve hanım, öncelikle sizi tebrik ederim. Kuran’da bu meali okurken inanamamış, garipsemiştim. internette bunu araştırmaya başlayınca da sizin bu güzel yazınızla karşılaştım. teşekkür ederim, Allah böyle absürt çeviri yapanları da ıslah etsin. yazınıza bütün samimiyetimle katılıyor, sizi bir kez daha tebrik ediyorum. Ahmed Hulusi ve diğer doğru çevirilerde bulunanlardan ve tabiki sizden Allah razı olsun…
Nazım bey,
Rabbim, “cümlemiz”den (rabbim “hepimizin” yanlışlarını affetsin) razı olsun inşallah…
Merve hanim, aydinlatici yaziniz icin cok tesekkurler! Allah sizden razi olsun! Ben de o ayeti ve ona benzer cennet ile hurilerle ilgili anlatimlari okudugumda soke olmustum. Guzel ahlak ve erdem mekani olan cennet, adeta boyle olmaktan cikmis, erkeklerin zevk alacagi sefa ortamina donusturulmus. Bu ayetlerle ilgili ben de arastirdim, yaziniz da tamamen haklisiniz. Benim okudugum kadariyla malesef sadece turkce tercumelerde degil, ingilizce ve ispanyolca (diyanetin onayladigi) cevirilerde de ayni yanlis ifadeler gecmekte. Bu ve bunun gibi ifadeleri okuyan gayri muslimler islamiyeti ve Allah´i bir kadin dusmani olarak gormekteler. Bu beni cok incitti. Nasil olurda bizim yillardan beri alim ve hoca olarak guvendigimiz insanlar bu sekilde Allah´in kelamini degistirip farkli anlam ve yorumlar katarlar. Beni uzen nokta, peygamber efendimizden sonra islamiyetin tam bagnaz bir hal almasi.. .Afganistan, Iran, Irak, Arap Emirlikleri ve daha bir cok islam ulkesinde, kadinlar burkalara, kara carsaflara ve evlere kapatilmakta, koca dayagi yemekte, bir cok evliligi olan bir adama kuma gitmekteler…Hatta bazi ulkeler cahillikte oyle asiriya kacmislarki kizlari sunnet etmekte! Kadini ezen, hor goren erkekler o sapik zihniyetiyle Kuran´i da bulandirmaya calisiyorlar. Bence bu yanlis cevrilip yorumlanan kitaplar diger yabanci tercumelerle birlikte yeniden dogru bir sekilde tercume edilmeli… Eger bu yanlis duzeltilmezse, muslumanlarin ve gayri muslimlerin islamiyete karsi cehaletleri devam edecektir.
Nazlı hanım, tespitleriniz çok doğru… bırakın afganistan gibi geri kalmış ülkeleri, islamiyeti en iyi anladığını sanan ülkemizin geneli, bağnaz yaşamasa da ne yazık ki “bağnaz bir din algısına” sahip… en basitinden islamiyette “Mevlid” in olmadığı gerçeğini bile anlatamıyorken, nerede kaldı ayetlerin anlamını anlatabilmek, üzerinde düşünülmesini sağlayabilmek… hatta Doğru kadın algısını oluşturabilmek!
Bu konuda hepimize çok görev düşüyor…Rabbim, cümlemizden razı olsun inşallah…
selam ve dua ile…
Allah sizden razı olsun.Bu ayetin mealini okuduğumda çok şaşırmıştım o kadar farklı kişilerden mealler okumama rağmen sürekli turunç göğüsler tomurcuk memeler diye okudukça Allah korusun şüpheye düşürücü düşünceler geçiyor insanın aklından.Kendimiz bilmediğimiz için yazılan mealler ışığında Kuran’ı anlamaya çalışıyoruz.Böyle yanlış mealleri nasıl yazıp Kuran’a yakıştırdıklarını aklım almıyor..Ne işi var tomurcuk göğüslerin nar memelerin Kuran’da diye düşünmeden edemiyor insan.Yazdıklarınız çok mantıklı bu yüzden yazdıklarınız ışığından düşüneceğim artık bu ayeti.Ellerinize sağlık…
Gamze hanım,
Bu konuda beni ne şaşırtıyor biliyor musunuz…
neden cehennemi anlatan “Şüphesiz, zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir.”duhan suresi 43 ayetinde geçen günahkarların sadece “erkek” olduğu düşünülmüyor da, konu cennet sakinleri olunca sadece “erkek” olduğu düşünülüyor?
Allah sizden razı olsun.
Sınava girmek ister misiniz diye sorulmadığı halde neden bilinçsizce ve zorunluluk nedeniyle girdiğimiz sınavın sonunda bir ceza veya ödül alıyoruz?
merhaba mehmet bey,
1. “biz hiç var olmasaydık bizim için daha iyi olurdu” dememiz, hiçliği idrak
etmediğimizden ve hiçlikte var olup da şu andaki varlığımızla onu
kıyaslamamız imkansız olduğundan, son derece saçma olmaz mı?
2. Sorunuzun cevabı şu soruya bağlı… o da şu…
Nasıl yaratıldığınıza inanıyorsunuz?
1. Cevabınız “evrim “ise, öncelikle ben size sormak istiyorum…
a- Bu dünyada birisini haksız yere öldüren ama adalete yakalanmadan ölen kişi ölünce sizce ne olacak? Vicdanınız ne diyor ?
b- Bu dünyada “üzüntü, sıkıntı,keder” yaşanmasının sebebi nedir?
ve ” https://www.mervece.com/deist-olmak-mantikli-midir/ ” yazımda sorduğum sorulara cevabınız nedir?
2. Eğer cevabınız “Allah yarattı” ise;cevabım şu iki yazımda…
– https://www.mervece.com/allah-neden-imtihan-eder/
– https://www.mervece.com/newton-vahsi-dogada-dunyaya-gelseydi/
saygılarımla…
Yorumunuzdaki bir ayrıntıyı kaçırmışım… “bilinçsizce ve zorunluluk nedeniyle girdiğimiz sınavın sonunda ” ifadeniz… İnsanın doğumunu “bilinçsiz ve zorunlu” olarak yorumluyabilirisiniz belki ama bunu insanın ömrü boyunca geçerli bir kuralmış gibi düşünemezsiniz…
Çünkü insan “bilinçsiz” yaşatılmıyor.. İnsana “Akıl” verildiği ve kararlarını herhangi bir “zorunluluk” altında değil de özgürce alabildiği için, yaptıklarından sorumlu…
Merva Hanım, Merhaba!
Bu mesele, daha dün Twitter’da gündemime girdi… Daha önce, üzerinde çalışmadığım bir meseleydi…
Muhataba, önce şu kadarıyla mukabele ederek kurtulmak 🙂 istedim… http://twishort.com/dexec Yetmedi!
Daha sonra, şu mütevazı incelemeyi yazıp kendisiyle paylaştım: http://twishort.com/rpxec
Ancak, muhatabın ikna edilemez bir yapısı varmış ki bu da yetmedi…
Bu münazara sürerken, sırada cevap bekleyen bir başkası vardı… Sorusu sizin bu makalede incelediğiniz konuydu… https://twitter.com/arbanon/status/410208462287953920
Bu muhatabın sorusunu da ciddiyetle ele alan bir inceleme kaleme almak niyetindeydim… Ancak, muhatap bir sebepten cevap talebini geri çekince uğraşmaktan kurtulmuş 🙂 oldum!
Buna rağmen, konuya “derin dalış” olmadan zaman ayırdığımda sizin bu çok değerli incelemenizle karşılaştım. Nebe: 33’e ilişkin sizin bulgularınızın sağlamasını yapmış değilim. Ancak, kendi yöntemlerimle yapacağım bir incelemeden sizin ulaştığınız sonuçlara ulaşma ihtimalimi yüksek görüyorum. Nitekim, yukarıda linkini verdiğim ve Twitter’da paylaştığım kısa inceleme (Vakıa Sûresi, ilgili âyetler) Kurân’ın bütünlüğü dairesinde sizin ulaştığınız sonuçlarla örtüşüyor!
Sizi gönülden tebrik ederim….
Dualarımla,
Mr. Semazen
https://twitter.com/MrSemazen
Tesekkür ederim merve hanim cok güzel ve anlamli arastirip yazmissiniz. Allah razi olsun, kat kat mükafatlandirsin. Lütfen hic birakmayin insanlarin kalplerini böyle aydinlatmayi. En güzel sekilde aciklamayi.
allah razı olsun elinize emeğinize sağlık çok güzel olmuş bir bayan olarak bu konu beni çok rahatsız ediyordu hatta dinimi değiştirmeyi bile düşünmeye başlamıştım. hani islam kadına değer veriyordu hani ahirette erkek ve kadın eşitti bu dinde kadınları dışlıyor gibi kötü düşüncelere kapılmıştım. bu yazıyı yazarak içimi ferahlattınız size gerçekten çok teşekkür ederim
Merve abla,
Sen tanıdığım andan itibaren bana hep bi klavuz oldun. Bu siteyle bizlere böyle bir ışık tuttuğun için yüce Rabbim senden ve burdan da faydalanarak islama bi adım daha yaklaşan islamı yaşamaya çalışan herkesden razı olsun. Bu konu hakkındaki yazın ile oldukça aydınlandım. Sevgi ve saygılarımla.
Aman diyeyim güzel kardeşim… Ben kim, klavuzluk kim… Ben sadece değerli alimlerin yazdıklarını okuyup, kendimce özetliyorum… Hata yapma olasılığım çok yüksek… En güzel klavuz Kur’an-ı Kerim ve peygamberler… Sen de asl olanı kendine klavuz edin ki, benim olası hatalarım seni de yanlışa sürüklemesin…
Rabbim cümlemizden razı olsun inşallah… Muhabbetle kucaklıyorum seni 🙂
Allah sizden razı olsun… Doğrusunu sayenizde öğrendim.zaten herşeyi bozan we kendi aleyhine çewirenler hep erkekler. Umarım bzden sonra ki nesiller böyle olmaz.
Allah razı olsun sizden. Ilminizi arttirsin inşallah. Bu açıklama ile kalbim mutmaib oldu.
allah razı olsun merve hanım .inanın imanı zayıf birçok kişi var ki bu hatalı mealleri delil göstererek imanlarından oluyorlar.benimde çok aklıma takılmıştı bu meal .sizlerin sayesinde akla ve mantığa doğru olan meali anladım allah tekrardan razı olsun .
guzel bir bakis acisi.
Allah muvaffak etsin.
tebrik ediyorum merve hanım gerçekten bende bu ayet kafama takıldı araştırırken yazını gördüm Yüce ALLAH A hamd olsun
Allah sizden binlerce kere razı olsun. Öyle güzel yazmışsınız ki.. Şükürler olsun ki bu yazıyı yazmışsınız , şükürler olsun ki bu yazıyla karşılaşmışız. Emeğinize sağlık tekrardan Yüce Rabbim sizden razı olsun. Yolunuz açık ve hayırlı olsun 😀
Diğer din insanlarının geleneğe bağlı kalarak çevirdiği ayeti, Din Kadını sıfatına yakışır bir şekilde yorumlamışsınız tebrik ve teşekkürlerimi sunarım. Yazıdaki kibar, saf ve yumuşak anlatım için de ayrıca teşekkür ederim.
“Kuran-ı kerim de bir ayeti okuduğunuzda, ayeti aklınızda mantıklı bir yere konumlandıramıyorsanız, “doğru meali” okumuyorsunuz demektir…” 🙂